Sayfalar

29 Mayıs 2009 Cuma

Ben Söyleyeyim, Siz Dinleyin..

Sezen ablamız yine döktürmüş. Erkek olsam kesin bu kadının belalısı olurdum. çok güzel ve özel yahuu.
Ablamız İzmir’in kızlarını dile getirmiş. Vallahi İzmir kızı olasım geldi. “Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları.” Demiş sezen abla.


İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları
Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları
Çıktılarmıydı ipek çoraplarla kordon boyuna
Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları


Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadarDavetkar çalamaz
Bir göz vuruşuyla yerle bir eder
Böyle bir şey olamaz


Körfezin yakamozu, yıldızı,
Keskin tuzu tadında
Parfümü meltem
Yasemenler açar balkonunda


İzmir’in kızları
Korku yok kitabında
Çal bre bir harman dalı,
Delikanlı makamında

İzmir’in kızları
Ayıptır söylemesi laf aramızda
Sevişe sevişe de ölür,
Dövüşe dövüşe de icabında
Baba sen de ne biçim takardın
Kısacık eteklerime benim
Merdiven altında
Dizimden belime kıvırıverirdim

Balkona çıkar makber okurdum
Köprü inlerdi
Öyle sert sert bakardın ki
Ay! zor yetişirdim

Baba sen anasına bakıp da
Kızını almayacaktın
Küfürlerine anneannemin
Öyle gülmeyecektin

Daha görür görmez
Cigarasını tellerdirdiğini
Şehriban Hanım’ın
Su yeşili gözlerine dalmayacaktın

İzmir in kızları çırasını yakar adamın.


İstanbul’un kızlarına da bir şarkı lüften lüftennnn sezen ablaaaa...

28 Mayıs 2009 Perşembe

BU DEVRAN HİÇ DÖNMESİN...


Aradan tam 13 sene geçmiş şimdi düşündükçe ne ka gülüyorum. Ne manyak bir kişiliğim varmış. Herkese saldır, saldıray siyam :))

bizim çok muhterem peri kızıyla yazları hep beraberdik. Halen daha farklı değil. yine hep beraberiz değişen yalnızca büyüdük. aramızda 5 yaş var. o zamanlardan belliydi bunun böyle zehir gibi olacağı ne ağaç tepesi bırakırdı ne çatı kenarları tam bir çita gibiydi. yolda yürürken göremezdik onu. Diyorum ya o zamanlardan belliydi bunun ceyn olduğu yanında bir tarzanı eksikti.


bir temmuz günüydü; çok sıcak yanıyoruz. Salik ağabeyimizle denize gidelim dedik. Salih benim kardeşim. Ona salik demekten zevk alıyorum. kızıyor ama ben yinede diyorum. Tam kapıdan çıkacağız, ahanda Naciye. anam dedim gir içeri şimdi periyi verecek bize. Dememe kalmadı siyammmmm siyammmm diye bir bağırma ama duymanız lazım o bağırmayı bir anacığım bir de Naciye. Küçükken hep annemin ses tellerini koparmak istemiştim. Neyse oralara girmim şimdi.

- biz annenle felancaya gidiyoruz peri sizinle denize gelsin.
- Yaa ama... bi şey olursa ona??
- Olmaz olmaz göz kulak olun ona.
- ( içimden ) hay aq
- (SALİH) ben giytmem kışım onunla yahat duymuyo o hiç.
- Yürü Salih yürü


Naciye periye yeni şort takımı almış mis miss yeşil şort takımı. o zamanlar moda herkeste var farklı renklerinden. Salih ile hiç anlaşamazdık ama konu başkasını alt etmek olunca hep hemfikirdik. Şöyle bir göz göze geldik. gözler kısıldı, dudaklar inceldi, bruce willis gülüşümüzü attık, birbirimize baktık ve sonra periye döndük. Tamam peri sende gel bizimle dedik. :))

Deniz kenarına indik yüzüyoruz falan. sonra biz Salih ile bir ara yan yana geldik. bizim oralarda kayıkların çekildiği çekekler vardır ve halatları hep ziftlidir. Salih e onları gösteriyorum benim salak kardeşim hem şapşaldır hem saf. Ne vay ya diyor? Ben gözümle kaşımla kaş göz zorla anlattım planı. Peri arkamızda çünkü. O da tehlikeyi sezmiş tabi Pusuda bekliyor. Neyse Salik ayağa kalktı ziftli halatları perinin üstüne sürdü. Ama benim sevincimi görmeniz lazım öyle bir bakış attım ki ona hani bak bir daha bizimle gelme dermiş gibi. Bu tatlı cadıda ağlaya ağlaya eve çıktı. birde üstünü kirletti diye Naciye sıçmış çarkına. Biz sonra eğlenmeye devam ettik sonra salik ağabeyle başladık kavgaya çok geçimsiz çok felakettim yahu küçükken.


Perim her defasında bunları yüzüme vurur durur. tamam kuzumom özürler diledim defalarca. zaten sonra Naciye anneme söyleyince dayağımı da yedim. yinede YEŞİL ŞORT TAKIMI alacam sana söz verdim kuzum. Gelme artık bu ka üstüme yaw..

27 Mayıs 2009 Çarşamba

YİTİRİLMİŞ YAŞAMLAR.!!


İçim bir hoş, bahardan mıdır bütün bu yorgunluk ve sarhoşluk? Bu gün bütün bir gün gezmek istiyorum sahil kenarlarında. Denize karşı türk kahvesi içmek ve sigaramı derin derin içime çekmek istiyorum. Martıların kanat çırpışlarını seyretmek istiyorum balıkçıların ağlarının üzerinde. Derin derin içime çekmek istiyorum marmaranın kokusunu. Gözlerimi kapatıp hayal kurmak istiyorum. Sonra aylardır ağlayamadığım kadar ağlamak, hepsini bir seferde dökmek istiyorum gözümdeki yaşların. Sebepsiz hiç bir sebep yok aslında beni ağlatacak. Ama istiyorum istiyorum işte. bir keman sesi duymak istiyorum. Arkasındanda, ona eşlik eden bir piyano. gün batımına kadar olduğum bankta kalmak ve önümden geçen bütün insanları izlemek istiyorum. Bu gün bunları istiyorum İSTİYORUM işte...


Yıllar önce beşiktaş sahilinde oturuyordum. Aynen bu yazdıklarım gibi bir gün geçiriyordum.
Bankta oturmuş bir yandan kahvemi içip bir yandan sigaramı tütürüyordum. Birazda sulu gözlülük yapıyordum. O sıralar her olaya ağlar vaziyetteydim zaten. Derken yanıma yaşlı bir teyze geldi. Yaşlı dediğime bakmayın son derece bakımlı ve kibar son istanbul hatunuydu o. Beni öyle öhü öhü görünce kadın acıdı sanırım halime. ( sonra konuşmaya başladık).

- oturabilir miyim?
- Buyurun tabi.
- Neden gözlerin kızarmış bakim senin
- Sizce??
- Kim üzdü seni bu kadar ?
- Kimse üzemez beni
- Peki neden bu göz yaşların
- Şerefsiz ç...... yüzünden.( dedim ama pişmanda oldum sonra ya herifin tanıdığıysa)
- O kim erkek arkadaşın mı
- Evet öyleydi ayrıldık.
- Bak güzel kızım seni ağlatan bir erkek zaten seninle olmasın. ilk göz yaşında senin onu bırakman gerekiyordu.
Dedi bana..
bak sana kendi başımdan geçenleri anlatayım da bir daha bu sebeplerden ağlamayı bırak emi güzel kızım dedi. Ve başladı anlatmaya.

Bundan çok uzun yıllar önce küçük bir sahil köyünde yaşıyordum. Severek evlenmiştim Kocam çok alkol kullanıyordu ve her gece arkadaşlarıyla içmek için eve geliyorlardı. Köy dedikodu yuvasıydı eve gelenlerde cabası oldu benim için. Ben onlar gelince hep kendi odama çekilir saatlerce ağlardım. nedense kocamı da bırakamazdım kimsem yoktu bu hayatta çünkü. Sonra iki çocuğum oldu. ama gel birde bana sor ne zorluklar çektim neler gördüm ne dayaklar yedim. kızım 3 yaşındaydı, oğlumu yeni dünyaya getirmiştim. Derken günlerden bir gün kocam yine o alkolik arkadaşlarıyla beraber eve geldi. İçlerinden biri vardı ki hepsinden kötüydü. İçip içip sızmışlar kocam dahil hepsi. bu pislik herif yanıma geldi saldırdı. yapma etme desemde yapacağını yaptı. Nefret ettim o andan sonra bütün erkeklerden. 2 çocuğumu da bırakıp aldım başımı gittim oralardan. Ama felek rahat durmuyor ki ( işte burda koptum “felek rahat durmuyor ki”) hiç bilmediğim bir şehirdeyim birde istanbul bu şehrin adı. Gencim, güzelim. Bir iş buldum kendime patronum rahat bırakmadı çıktım. kaldığım pansiyonda ki kadın mamaymış ondan kurtuldum. Ama yetmiyor tabi, sadece 2 kötü yok koca şehirde. kadın başına, başa çıkamıyorsun bu soysuzlarla birde felek vurmuşsa sana daha da bir şey kalmıyor zaten. Hayat kadını oldum en sonunda yıllarca midem bulana bulana yaptım bu pis işi.

Siyam : peki çocuklar ?

Her yıl gittim onları görmeye. uzaktan izledim. beni hiç tanımadılar tanımasınlar da zaten bende böyle olsun istemedim. Dedim ya felek rahat durmuyor işte.

yıllar bir birini kovaladı ben en büyüklere oynadım ve mamalığa kuruldum. çok zenginim artık ama içimin acısını ne para ne pul hiçbir şey dindiremez. Hala onları izlerim uzaktan uzağa. İkisi de anaları gibi kadersiz biri esrar işine girmiş diğeri bir adamın kapatması olmuş. İkisi de beni öldü biliyorlar öylede bilsinler.

Eee işte güzel kızım böyle bu teyzenin hikayesi dedi bana gözlerim kan çanağına dönmüştü. Ne diyeceğimi bulamadım ve biraz daha sohbet edip vedalaştık.

Telefonunu verdi bana, ama hiç cesaret edip arayamadım. 3 yıl geçti aradan bugün aramak istedim onu çünkü kim olduğunu çok iyi biliyordum artık ondan zarar gelmezdi. Hem bende büyümüştüm kandıramazdı beni. Aradım.. telefona çıkan bayandan istedim..
1 yıl önce vefat etmiş kendisi inanın çok üzüldüm ne yaptı acaba gittimi tekrar terk ettiği diyarlara.


BENİM SON İSTANBUL HATUNUM, NURLARDA YATARSIN UMARIM EBEDİ ALEMDE....

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Bim..Bam...Bommmm...


Aşık oldum !! bim bam bommm....

Okuyucu, lütfen bana götünle gülme bu yazdıklarımdan sonra. :)

Cumartesi akşamından beri içim bir pır pır. insanlar normal insanlara aşık olurken yani ulaşması erişmesi en kolayına. hiç olmazsa konuştuğu dili anladıklarına . ( ben her zaman zoru sevmişimdir ama ). Gittim Alexander Rybak ‘a aşık oluverdim. O mu kim ? eurovision birincisi (Allahım sana geliyorum ) o ne şeker bir surattır, o ne şirin bir gülümsemedir, nasıl bir keman çalmaktır. Offf dedim vallahi.

Alex imin bütün hayat hikayesini okudum. Karar verdim ona iskender diyebilirim artık ( ruh halim iyi değil farkındayım ).:)) neyse iskenderim benden küçükmüş ama olsun önemli değil. zaten tek başıma yaşamıyor muyum bu aşkı? Varsın bebe olsun. imkanlı bir aşk olsa bile, isterse 5 yaş küçük olsun kapardım bu bebetoyu. Sabah 9 dan bak saat kaç hala aynı şarkıyı dinliyorum ( Fairy tale ). Doyamadım henüz. doymakta istemiyorum zaten. Bileydim ah bir bileydim böyle olacağımı izlermiydim o eurovision nu

Arkadaşlara, madem imkansız bir aşka tutuldum bir teselli için insaniyet namına bana bunun bir kopyasını bulun diye msg atar durumdayım. lütfennn... :))) farkındayım şizo bir durum yaşıyorum. ama kendime hakim olamıyorum.


Lütfen okuyucu halime gülmeyi bırak. bir çare bul derdime.. :))

14 Mayıs 2009 Perşembe

Evlilik Ve Bilinmeyen Ömrü ???

Evliliğin ömrü kaç yıldır ??
Neden bu kadar basit olayları sorun ediyoruz? Neden bu kadar kolay harcıyoruz zamanı? Zaman mı çok çabuk geçiyor yoksa biz mi tüketiyoruz onu? Dünya mı daha kötü yoksa bizim bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimiz, şehvetimiz, şöhretimiz, namımız, aşırı talep duygumuz mu?
Daha evlenmeden evlilikten korkar olduk çoğumuz ve çoğumuzun kendine göre haklı sebepleri var. En yakınlarıma bakıyorum bir halta yaramazlar. çevreme gözlemliyorum hepsi birbirinden bok. Evlenen arkadaşlarım var henüz altı ay olmadı tutturmuşlar boşanacağız diye. ulan neden? cevap hep aynı hıh sevgi eksikliği var ( ananın bir yeri var) hatunlar sürekli canım cicim olsun istiyor. Olmaz kızceler olmaz böyle biraz rahat bırakın o sümüklü beyleri onlar zaten sevgi gösterisinde bulunmada (–)sonsuzdalar. sıkmayın onları, sevginizi vıcık vıcık yaşamayıverin canlarım.

Boşanma olayları o kadar arttı ki 1 haftanın içinde (bak henüz hafta bitmedi) 2 tane boşanma haberi aldım. Ve bu insanlar 55 yaşında ikisi de 30 yıllık evli birinin karısı manyak şizo. Diğerinin kocası yer elması yemediği nane kalmadı. Herkes biliyor ama o kendini kamufle etmeye çalışıyor. yemezler anam babam yemezler. Dün beni arıyor yer elması. olan bitenden haberim yok tabi. Bende çok muhterem insanlarla oturmuşum çay yudumluyorum :)
Gelemem elma bey, arkadaşlar var dedim. küt o geldi uzun zamandır görmüyordum. Bir deri bir kemik kalmış.bir ara gittim yanına başladı anlatmaya hem anlatıyor hem de timsah göz yaşları. Bende bir yandan gülüyorum salak gibi aklımda milyonlarca düşünce :) anlattı anlattı hayırlısı olsun dedim sonra ayrıldım yanından. Sabah işe geldim birde ne duyayım iş yerinden bir ağabeyimiz mahkemedeymiş 2 gün önce bir şey yoktu. Meğerse bunun şizo karısı sürekli hayaller gören. (Adamla 9 yıldır aynı yerde çalışıyoruz çok konuşmasından başka hiçbir falsosu yok. Maaşını alır kadının eline, 3 ev 1 yazlık kadının üstüne. kadında bir çene bir çene, o kadını sok içeri kendin balkondan atla. anacım olmaz böyle bir şey mikroyu ararsın yeminle).

Neyse sen bu deli şizo mart ayında kocasına boşanma davası aç. adamın haberi yok tabi .sonra celp eve gelince sakla onu bir güzel, dün akşam göstermiş dava açtım diye. :) şaka gibi . bugünde mahkemeye gittiler. Hakim sormuş bizim ağabeyimiz hiçbir şey talep etmemiş ( soksunlar sana dedim ) valla dedim en sonunda yüzüne. kal geldi çalışmışım didinmişim kaltak karı yiyecek onları (titerler hepisini).


Velhasıl boşamış hakim bayan bunları.ne kadınlar varmış ya. demek ki senelerdir mal-mülk için durmuş adamla .kime güveneceğiz şimdi? zaten güven duygusu sıfır olan bir kişiliğim, bunları duyunca iyice güven yerlerde. 30 yıl ya 30 yıl koynunda yılan beslemek buna denir. yılan bile olamaz böyleleri . onun bile bir asilliği var sinsice yaklaşmıyor o hayvan önceden haber veriyor tıs-lıyor ses çıkartıyor.
Bir sabah 30 yıl boyunca uyuduğun yataktan kalkıyorsun, tek celsede boşanıyorsun ve bir daha oraya ayak basmıyorsun. bütün düzenin alt üst oluyor. Ne bu yaaa ( o kadını verin bana parçalıyacağımmm)

Rabbim hepimizi böyle iki ayaklı sürüngenlerden korusun (amin)...

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Olmak ya da O-la-ma-mak


Sevgi arsızım, hayallerimi senin için deşifre ediyorum. :)


Hiç bitmeyen bir hazinem olsa ve çalışmasam. her gün farklı yerlerde uyansam. beni hiç kimsenin tanımadığı yeni bir hayata başlasam ve mimlendiğim anda tekrar tekrar başka yerlerde yaşasam. İstediğim yere gidip kendim için orayı kapatsam, sabaha kadar içsem içsem deli gibi sarhoş olsam. klozette gözümü açtığımda karşımda kimse olmasa. sürekli farklı insanlar tanısam ve sıkıldığım anda arkama bakmadan defolsam. Kafamda belirli bir düğme olsa ve istediğim anda o düğmeye basıp reset atsam. Hiç bitmeyen bir sigaram olsa ama para vermeden alsam. Sağlığımı hiç kaybetmesem.Dünyada ki bütün çocuklara ve yaşlılara yardım edebilsem ama ismimi hiç bilmeseler. Sonumun ne olacağını düşünmeden yaşasam.Rahmanın sevdiği bir kul olabilsem ve sidre-i mümteha ya çıksam. orada hayranı olduğum Cebrail (a.s) görebilsem. Kafamdaki tuhaf sorulardan cevaplarını alarak kurtulabilsem. ne yaptığımı bir gün bile sorgulamadan yaşasam.insanların zihinlerine girsem, düşüncelerini okusam ve tehlikenin nereden geleceğini anlasam. Beni olduğum gibi kabullenecek ve benimde kabulleneceğim birini bulabilsem. Siyah bir gelinlik giysem ve kızımın adını gece koysam. Aradığımın ne olduğunu kendime her sorduğumda doğru cevabı alabilsem. Kendime tahammül edemediğim anlarda dondurulsam ve belirli bir saat sonra tekrar kaldığım yerden devam etsem. Çok konuşan insanların ağızlarını japonla yapıştırsam ve karşılarına geçip küfür etsem. az ve öz konuşmayı öğretebilsem. 4 yıl öncesine dönebilsem ve o şapşal sevgiliyle tanıştığım gün ayrılsam. Kimseyi aldatmamış olsam M...S...Ç... :)
Yaptıklarımın diyetini bir bir ödedim artık mutlu olsam....

Biraz daha yazarsam hayalleri değil pişmanlıkları yazacağım. Bana fazla gelir hepsi sanırım.

12 Mayıs 2009 Salı

Kelimelerin Yetersiz kaldığı Adam..


Ne istiyorsunuz benden ya.. Ne var siyam siyam ??

Bensiz bir şey yapamayan bir patronum aynı zamanda birde iş arkadaşım var. Evde annem ve kardeşim, söyleyin ne istiyorsunuz benden??? Çok sevdiğim ismimden nefret ettirdiniz be yeterin. Rab adına lütfen adımı-sanımı unutun yeterinnnn yeterrrr...
Kusura bakma okuyucu yine balatayı yaktım. Ama haklıyım da tam iş yapıcam oturuyorum mikro ( patronum ) sesleniyor. Siyam bakabilir misin? İçimden ne var ulan diyorum. Sonra, geliyorum mikro bey :) Rab cezalandırsın seni gözün çıksın inşallah. ( Amin ) Gidiyorum yanına herifte tık yok. Evet mikro bey diyorum herifte tık yok. sonra yerime geçiyorum. Tam sulu beyin bu herif. beni görmeden yapamıyor. Neyse yerime geçiyorum tekrar o içler acısı ses
Siyammm (ananın örekesi ne var)??? kalkmıyorum bu sefer o hala sesleniyor bende geliyorum diyorum ama gitmiyorum. Böyle bir şey var mı Rab adına ?? bu türün sonu bu adam. Saat tuttum 12. dk da ayağa kalktı yanıma geldi seni çağırıyorum neden gelmiyorsun?Bendeki cevap, tam 3 defa yanınıza geldim sesiniz çıkmadı iyimi siniz siz. :))

_ Aa ne zaman geldin?
_ ilk çağırdığınızda geldim sesiniz çıkmadı diğer ikisinde de geldim ama sesiniz çıkmadı sonrada kalkmadım bir daha.
_ Allah Allah fark etmemişim. ( yuh ya fark etmemiş )
_ peki ne diyecektiniz
_ boş ver hallettim ben. ( yalan vallahi billahi yalan canı sıkıldıkça siyam diyor )

İnsan yanına geleni fark etmez mi? Delirtiyor beni. Bir olaya transa geçiyor sıkışınca siyam diyor. Sonra saçma bir şey olduğunu anlıyor ama söylemiyor da susuyor, işine devam ediyor. Katil olmadan emekli olursam buradan ne ala bana. Bu ne ki birde konuşma özürlü her duruma (şey) diyen bir tip ne bu şey?? Kimsenin bir bilgisi yok henüz kendinden başka kimse bilmiyor .

MİKRO : cemal oradan şeyin içindeki şeyleri versene.

CEMAL : neyin içindeki ( neyin içinde olduğunu bilse gerisi gelecek. cemal (şey) çözücü oldu artık)

MİKRO : işte orda şeyin içindeki o şeyyy ( bak hala ne olduğu bilinmiyor sadece (o) olduğu biliniyor neyse o )??

CEMAL : Ne o mikro bey

MİKRO : her şeyi ben mi göstericem size ya. diyip.. (kalkar ve kutunun içinden zımba tellerini alır).

Şu bombayı okuyun birde lütfen ; ( ve nasıl bir konuşma kabiliyeti var anlayın ).

__ li li lii li li li liii :))) telefon çalar.

Telefonu iş arkadaşlarımdan biri açar. Arayan..( her hangi bir sağlık sigortası yapan kurum )


__ alo.. iyi günler bayım, yetkili biriyle görüşebilir miyim?
__ bir dakika hemen bağlıyorum ( bağlama falan yok tıpış tıpış telefona gelecek). :))

mikro bey bir dk bakabilir misiniz sağlık merkezinden arıyorlar. :) ( sağlık merkezi )

Mikro : Ne istiyorlarmış

Arkadaş : Ne ile ilgiliydi konu

Sigortacı : sağlık sigortası yaptırmayı düşünüyorlar mı diye kendilerine soracaktım

Arkadaş : aynı notu mikroya iletir.

Mikro : hayır hayır istemiyorum kapa telefonu diye bağırır.

( bu arada ben içeride yarılıyorum. :))) Bizim salak abizim de istemiyolarmış diyip kapatır. Karşı taraf anlayamaz sanırım ve tekrar arar bu sefer mikro bakar telefona).

Mikro : alo...

Sigortacı : efendim, ben sizi sağlık sigortası için rahatsız ettim yaptırmak istemisiniz ?
( mikroda ki cevabı duy yarıl :)))) Ortağıma sormam lazım. (puhahahaha) koptum orda ) abi senin salık sigortandan ona ne )

Sigortacı : ( telefondaki bayanda benimle aynı düşüncede olacak ki ) affederseniz bayım ortağınıza sigorta yapılmayacak. sizin için aradım ortağınızı ilgilendirir mi ki? diye sorar.

Mikro : ( aldığı bu cevap ve soru karşısında yıkılır ve konuşma özürlü olduğu için direk saldırıya geçer). Çok yüksek bir sesle istemiyorum sigorta falan diyip ve arkasından bir sürü şey sayıp (nedense bilinmez )?? bayanın suratına telefonu kapatır.

Aradan 5 dakika geçer ....

Lilililiii lilililiii

Bu sefer ben bakarım o telefona

Siyam : alo

Sigortacının şefi :) : mikro beyle görüşebilir miyim?

Siyam : ( telefona gelmeyeceğini bildiğim için) mikro bey az önce çıktılar bayım ne ile ilgiliydi

Şef : mikro beye lütfen iletin kendisini hakaretten mahkemeye veriyoruz. Kimseyle böyle konuşamaz benim elemanım tam 5 dk dır ağlıyor :))) ( abla yeni mi başladın o işe? Hayatta mikrolardan daha beterleri var mikro ne ki adı üstünde mikro o )

Siyam : tamam ben kendisine iletirim.

Mikroya söylerken onun ve benim surat ifademi görmeniz gerekiyordu. yemin ediyorum altıma edecektim gülmekten tam bir bombaydı yani.
İşte böyle okuyucu, delilerin içinde kaldık anlayacağınız mikronun maceraları bitmez cilt cilt. bakalım hayırlısı ne yapacağız bu adamla zaman neler gösterecek bana..

8 Mayıs 2009 Cuma

Biri Onu Durdursunnnn....


Biri şu müziği kapatsınnnn.!!

Etrafımı, güzel ülkemin güzel karadeniz yöresinden, hiç sevmediğim trabzonluları sardı.. help help.. ( bu benim kişisel düşüncemdir. Kimse üstüne alınmasın. Bende böyle değildim elbet bütün suç o mikro nun ).

Kim mi bu mikro ? benim patronum. Rabbim düşmanımın başına hemen versin. ölüm sebebi bu adam. Salak saçma soruları, ukala davranışları, hiçbir bok olmayışı ama kendini nimetten sayışıyla, beyin ve omurilik ten sinir sisteminize yayılmaya başlıyor. Sonrada, önce sinir sistemini felç edip ardından beyin hücrelerinizi yok ediyor. Sonra mı ?? ( puffffffff) atom bombasından daha etkili her ülkeye bir tane kronlamak gerekir ( yetkililere duyurulur).
9 yıldır aynı yerde çalışıyorum. Görün ne kadar istikrarlı olduğumu :) (sadece iş konusunda böyleyim itiraf ediyorum ). 2 yıl önce çok sevdiğim patronum baba dediğim adam vefat edene kadar, her şeyim bütün yaşantım süperdi. Çok iyiydi rahmetli. Bir dediğimi iki etmez, her konuda yardımcı, sırdaş, akıl hocamdı benim. ( nerden geldi bu mikrooooo) önce bir dost gibi yaklaştı içimize sonra teker teker tüketmeye başladı bizi. ( o kadar doluyum ki ona ne yazacaktım neler yazıyorum ). :))
Evet kapatın şu müziği yeterrrr .. ulan beyin diyolar buna , kulak diyorlar yeterin uleynnn ( desekte nafile ) sabah saat 9:00 da başlıyorlar karadeniz tv akşam 18:00 e kadar. Tabi böyle olurum. Sorunlu, ota-boka saran deli gibi bir şey ahh ahh yedirdiniz lan bana yeminle yedirdiniz beynimi.
___ şuramdan öp beni, buramdan öp beni yok olmaz oramdan öp beni diye bir şarkı.

Rabbim belanı versin ( selamın kavlen ) ulan senin şarkı anlayışının tee içinee emi. Oramdan öp beni yok şuramdan öp beni.. arada ( hihu hihu hihu hu hu hu ) diye sesler geliyor.

Siyam : cemalll gel bi buraya

Cemal : geltim :)

Siyam : kim ula bu yeni birimi? :) ( bende onlarla böyle konuşuyorum artık ) :))

Cemal : yok ya bu Rizeli ( Rabbim ya neredeyim ben ? Kamera nerde el sallıycam cevaba bak bu Rizeli ).

Siyam : abi onu sormuyorum. Bu adamı yeni duydum kim bu ? ( iki yıldır ilk defa yeni dikkat etmişim meğer )

Cemal :cimilli bu ya

Siyam : cimilli mi ? ( dur gülmek istiyorum youtube dan bakayım bi )

Açtım izliyorum. Rabbim cezamı versin herkese öneriyorum izleyin ve yarılın. Herifin tipten, yok hiçbir yerde. ben daha görmedim. Neyse anlatmıyorum izleyin görün (cimilli öp beni ). Yani nasıl bir olgudur bu aşk-ı memnu kadar komik o kadar diyim ( HASET HİZMETÇİ ŞÖFER ‘e HASTA –ŞÖFÖR BOYNUZLU ADNANIN KIZINA HASTA- SALAK ENİŞTE PEYKERE HASTA – PEYKER BEHLÜLE HASTA ) gibi .;)))) yarılıyorum bu topluluğa .
KAPAMAYIN ULAN MÜZİĞİN SESİNİ GÜLMEK İSTİYORUM KAPATMAYINNNN... vazgeçtim

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Bir böcek olsam !!


Bir böcek olsam;

Düşünüyorum da herhangi bir böcekle aramda düşünmekten başka ne fark var ? Çok samimiyim sadece düşünmek başka ne farkımız var görünüş dışında???
Arayış içindeyim inkar etmiyorum ne aradığımı bir ben bir de rab biliyor. Sürekli sorular içerisindeyim. Hangisini yapmalıyım acaba? Koşulsuz, sorgusuz, sualsiz iman ettim tamam. Ama ne yapıyorum? hiçbir şey, kim için yaşıyorum? Kendim için bile düzgün davranamıyorum ailem benim için ne yaptı? hiçbir bok. ben onlar için ne yaptım kendimce çok şey ( ama kendimce). İman ettim dedim ( he dedim ) bu iman ettim demekle oldu mu yani? Ne yapıyorsun kızım siyam nefsini yen artık, onun içinde (Rab) bir şeyler yap. nefsin için bile hiçbir şey yapamıyorsan bari onun için yap.hayatta her şeyi yarım bıraktın ne boka yaradın? Elinde, işin dışında başka neyin var kendine ait ( hiçbir şeyin yok ) ee ne halta yarıyorsun sen o zaman ye, iç, gez, toz , eğlen güzelim gününü gün et. Anamızın dediği gibi evi otel olarak kullan. ( beynimi havalandırasım var yine ) sonrada deki ben ne halt ediyorum? (Kendine gel güzelim kendine )
En kötüsü de her şeyin bilincinde olup bir halt yapmamak. Her şeyi bilip de gözümü bu konularda sımsıkı kapamak ( sanırım cezalandırılıyorum ) aslında biliyorum o böcekle aramdaki farkı ama kolumu kaldırıp bir hamle yapasım yok. Rahman benim yardımcım olsun işim zor. Akşam akşam başladım yine artık bu gece sabah olmaz :(

Algıda Amcıklama ?!!


Bu aralar sürekli bir uyku hali söz konusu. Depresifleşiyorum sanırım. Normal insanlar saldırgan olurken ben uyku halini seçiyorum.( Rabbim muhafaza saldırgan olsam adam kesebilirim zannedersem ) evet evet normal değilim ben. Beynini açıp havalandırmak isteyen birini tanıdınız mı hiç? Bu türün tek üyesi benim :)

Çalışmam gerek, sürekli msn yanıp sönüyor iş yapamaz durumdayım. Sürekli bir konuşma isteği, sürekli küfür etme ve sövme isteği içimde. İş arkadaşım tam bir mukoza. Salgılarından bir ağ yapmış kendine örtmüş bütün uzuvlarını sabah günaydın akşam iyi akşamlardan başka, arada iş dışında hiçbir ortak paydamız yok. bir iki laf et bir konuş. 1 yıldır böyle gerisini sen düşün yani.

Bunları düşünürken, arada ders çalışmam gerektiğini de düşünüyorum. Ders çalışma sorunumda var tabiki. Konsantrasyon sıfır hatta sıfırın altında –1 den 100 e kadar götürebilirim. Neyse bir hafta önce keşfettim yolculuk sırasında algılarımın açıldığını sessiz ortamda algıda sorun yaşıyorum.( bu genetik kimyayla ilgili bir şey sanırım hala çözmüş değilim ). Sabah işe gelirken otobüste başladım ders çalışmaya. Davranış bilimleri diye çok kolay gözükmesine rağmen 10 öğrencinin 7 sinin kaldığı siktiri boktan bir ders. Abicim, zaten davranıştan bütün yaşantım boyunca sınıfta kalmışım birde bu ders çıktı başıma banane monoküler ve binoküler ipuçlarından başladım mı otobüste gülmeye tek gözümü kapatıyorum nesnelere öyle bakıyorum ( hahaha bir gülme ) sonra açıyorum (hahahaha bir gülme daha ) yanımda ki amca ne var ne gülüyorsun der gibi yandan yandan bakıyor. Altta kalır mıyım zaten davranış sıfır. Baktım amcaya gözümle bir işaret yaptım o anda kontrast bir olgu içindeydim farkında olmadan ( bu arada baya ilerletmişim bu bilimi ) :)) amcada algıdaki o üstün seçiciliğiyle hemen kaptı olayı. Hayırdır kızım ne gülüyorsun kendi kendine dedi aha amcaya bak, yaşlılık işte konuşmaya yer arıyor.( dedim salakça içimden ). Kim bilir ben ne halde olucam. :( Allahtan inmeme çok az kalmıştı da amcayla muhabbeti çok uzatmadık. Bir kaç dk sonra düğmeye bastım şöför kapıyı durakta açmadı ( belli ki algıda amcıklama yaşıyordu ). Bende tabi çok yoğun bir duygu haliyle ( eee tam 2 saattir güdüler ve duygularla ilgileniyorum). şöför bey algıda amcıklama mı yaşıyorsunuz durağı geçtiniz diye yüksek sesle içsel bir düşünce gerçekleştirdim buna davranış biliminde ne diyorlar bilmiyorum ama bir daha 25 E ye binemeyeceğimi biliyorum :(

5 Mayıs 2009 Salı

Anlamayana ANLATMIYCAKSIN ;)

Anlamıyorummmmm... evet anlayamıyorum sizi hem cinslerim nasıl bu kadar salak olabiliyosunuz ya.(bende bir defa yaptım ama dersimi aldım sonuçta ) hele sen hele sen o kadar darbeden sonra ne halin varsa gör be güzelim ne diyeyim sana üryan geldin üryan gidiyorsun ( bak kalktım ayağa alkışlamaya başladım yaptığın saçmalıkları ).

Tamam her şeyi yedim yuttum ( ay beynim yerinden çıkacak ) bu ne sevgiymiş be hemen kabullendin. Her şeye bir bahane üretmiş sana nasıl olsa. Adam eski eşiyle barlarda, yemeklerde birde üstüne üstlük telefonda beraber fotoları ( ulan neresi kabullenilir bunun ) hala anlamış değilim. Herifteki cesarete bak yemiş yiyeceğini birde utanmadan fotoları saklıyor. Bu salaklıkla o resimleri nasıl yakalamış olmalısın acaba ? ben bir tahmin edeyim

H...LL J : AŞKIM ( mıçayım aşkına ) telefonuna bakabilir miyim ?

( kendine güveni olmayan hem cinslerimizin yaptığı gibi ) ulan madem kabullenicen neden bakıyorsun kıt beyinli.

E..H..N J : Neden hayatım ( allah cezanı versin seninde ).

H..LL : bakmak istiyorum tatlım

E..H..N : sen bana güvenmiyor musun tatlım?

H..LL :güvenmez olurmuyum kuzum ama bakmak istiyorum işte ( ne güvenmesi oğlum. hayyatta yediği kazıkları yeni başladı mıçından çıkartmaya ).

E..H..N : hayır olmaz özel eşyalarımın karıştırılması sevmiyorum biliyorsun ( yalannnnnnn)

H..LL : Yaaaaa... ( orda nasıl olduysa bizim üryan çirkeflik yaparak alır teli).


Rabbim, ondan sonra kıyamet kopar. Yüzünün rengi atar. Bağışlayacağını bile bile bitsin der.( içindende dua eder hemen tamam demesin yaa). Allah aşkına okuyucu bi hak ver bana.
Sonrada gelir bana ağlar ulan sen bunların hepsini istemişsin bu kadar taviz, bu kadar şevkat al sana bir aldatılma vakası daha. bide diyor ki ama çok pişman bana şans vermemi istiyor. (öhüöhüöhüü) kızım sen akıllanmazsın ne halin varsa gör dedim. bana küstü (hadi bide buradan yak şehzadem )

Hayatta yediğimiz kazıkların toplamı tecrübelerimizdir. Ama aramızda kazıklardan ders almayanlar gözlerini kapatıp yollarına devam edenler var. Ne desem boş onlara. Bana anlatma tatlım git ona anlat bunları. Git hatta ağla ona affet beni neden o telefonu istedim de. Sonra siyam ı çekiştir hep bizi kıskanıyor de ( yuhh be sana )

BEN GÖZLERİMİ KAPATARAK YAŞAYAMAM kusuruma bakma kuzu..

ANNEM VE STRATEJİLERİ :((

Annelerde bir torun torba(?) sahibi olma merakı vardır.Biz avazımız çıktığı kadar bağırsakta ‘anne benim koşmam gerek istemiyorum çocuk bakmak,bide sana torun gerek istemiyorum çocuk bakmak’ şarkılarını tüttürsekte bıkıp usanmazlar.Anne olunca anlarsın=)sana annemden bahsetmek istiyorum.Canım annem güzel annem.Benim annem tam anlamıyla bir kaçık gerçekten, annemi tanıyanlar iyi bilir.

17 yaşımdan beri beni evlendirme derdinde bir gün bile usanmadı bıkmadı.Kendi otuzunda evlenmiş çok şey görmüş geçirmiş (feleğin çemberinden geçmiş) diyelim duymasın kafama sıçar. Nerde eylem, boykot var anam orda öyle biriymiş yani.Ruhunu yiriin senin ben be!
Bırak beni diyorum hayatımı yaşamak istiyorum hemen tepeme horoz gibi tünüyor her lafa muhakkak cevabı var.



-Anne ben artık seninle yaşamak istemiyorum

-Tühh yazıklar olsun sana,sütümü helal etmem,emzir büyüt gözünü oysun!

-Kendi hayatım olsun istiyorum kazık gibi oldum ama ya

-Çık gözüm görmesin seni edepsiz,münasebetsiz.


hergün belirli periyotlarla (bu periyotlar çok kısa sabah evden çıkarken akşam eve döndüğümde ) sürekli kavga halindeyiz.Çemkiriyoruz ne güzel,ne güzel.Bütün erkek arkadaşlarıma potansiyel damat adayı diye bakıyor.Şimdilerde favorimiz komşunun oğlu.’camdam cama aaaa camdan cama aaa aşık oldum ben sana’ bak şarkımız bile hazır hem.
takmış çocukluğumuz beraber geçmiş,anası babası belli.Uzağa gitcen ne olcak falan filan işte.



-Ya anne olur mu ya abi diyorum adama?

-Neden olmasın ki bak gibi olur

-anam babam olmaz çok süzük o çocuk

- iyi işte iki süzük iyi anlaşırsınız.

-Annem gencim güzelim işim gücüm yerinde evlenip erkek kahrı çekmem ben evlenmem,çok istiyorsan kendin al!

- utanıyorum senden valla billa.Mezarımın başına getirirsin artık torunlarımı.


Duygu sömürüsü devreye girer tabi.kime anlatıyorum o sürekli bir konuşma halinde,bıtbıtbıtbıt.. öyle böyle komşu oğlunu atlattık şimdi ki adayımız iş yerindeki iş arkadaşım cemil.Velhasıl kelam çok iyi biri ama sadece iyi biri bu kadar yani.Aslında annemden sonra bi an için alıcı gözüyle baktım.Gözüm çıksın o ne be öyle.bende duygular ölmüş evliliğin e sini bile düşünmüyorum kimseyle,etraf aldatılan kadınlarla dolu.Bide ben yer teşkil etmeyeyim demi ama ne alemi var şimdi? Feriştahı çıksa karşıma olmaz.


Unutulmayacak geçmiş bir aday daha.Anne vazgeç duy sesimi.Banyo ciflemeye razıyım ben .





geçen sene kendi grup arkadaşlarında birinin kardeşi varmış.Tam dişine göre maşala maşala tütütütü!

-ah evladım çocuk doktor hemde, çok iyi ah bir görsen.

(lan doğru olabilir mi diye kuduruyorum,acaba hani
nasıl ballandırıyor ama neredeyse ağzının suyu akacak. Bendede ampül yandı hemen,ahanda kurtuluş yok lan pes dedim).

- madem aşk yok bari mantık evliliği yaparım,anlat bakalım dukturcumu.Bir an bende uydum anneme.Yuh sana siyam yuh işte sana.


-anlatmaya uzun boylu esmer hafif saçları yok.
-Bildiğin kel yani?
-yok yok hafif saçı yok sadece
-eeeee

_Alık alık bakma.Çocuk duktoor olmuş kolay mı?(aklımadan kel ama karizmatik tipleri düşünüyorum,nasıl bir durumdayım sen düşün)
-Duktorum kaç yaşında bakalım(havaya girmiştim aslında he)

-45 ama yaşını göstermiyor.

Bu ne lan şaka mı?Evde mi kaldım ben,yaşlı,kel,ama zengin zengin yaaa.Allaam ya

_anne adam sana anne demez senden 5 yaş küçük Bu ne beee.Aaaa yeter ama.

-Yok evladım der der ben dedirtirim ( sende bu çene ve potansiyel varken evet haklısın dedirtirsin ).O sırada kendimi kaybetmişim herifle aramda tam 20 yaş var allahım benim annem bir kaçıkkkk..

sabah evden çıkarken yine güne başlama kavgalarımızdan birini yaptık konumuz yine benim potansiyel koca adaylarım kulaklarıma inanamadım caminin imamı evet evet caminin imamı yeni tayin olmuş çok yakışıklıymış çok efendiymiş ( sokucam dedim sanada efendiliğede ). ne efendiler gördük biz. Anne sen gerçekten hastasın (imam mı abi adam benimle tanışırsa caminin yolunu unutur bıraktım artık kendimi geçtim günahlar arşa çıktı birde imamı günaha sokcaz) yok artık.

-Meloş akşama eve gelmiyorum sen imamı al bir nikah kıy kendine ben anladım senin derdini derdin ben değil kesin 45 yaşında adamlar imamlar falan gözüm ne seni ne imamı görmesinakşama yokummmm ( kapı kapanır)..

BUNLARI BİLMELİSİN BEBEĞİM :)

Kasım mıydı yoksa aralık hatırlayamadık.Ama ne fark ederdi ki ? sen aralık diyordun ben kasım.Sonuçta bir haziran sabahı bitmedi mi ? neyse ne o gün işte hala inat ediyorum kasım…Aslında ne boktan bir gündü.Ne hazırlıklıydım,nede hazır.işte o gün salak gibiydim,her zaman ki aceleci ve dağınık.Ne çarpıştık,ne tartıştık.Ben böyle hayal etmiştim ya.Oda olmadı bak. ne tipimsin ne hayallerimdeki o beni koruyacak kahraman.nerden buldun beni sen. nerden çıktın karşıma bir can çekişen aşkın elinden yeni kurtulmuştum oysa .Dedim ya ne hazırdım,ne hazırlıklıydım.sana ihtiyacım yoktu da,akreple yelkovana dualar etmeye şartlanmıştım. her şeyimiz zıttı üstelik.Nerden bilebilirdim şıpsevdi kalbimin kan kustuğu günleri o an,bir tebessümle unutacağını.Hayal gibiydin,sen hatta hayalimde bile canlandıramayacağım kadar güzel ve samimiydin.Sendin o,beklenen.Yoksa aşk mıydı gelen.Evat ya aşık mı olmuştum sana hayır ya olamazdım olmamalıydım ben aşık.

Şartlanmıştım ya diğer kızlar gibi acı çekemezdim,erkeklerin yaptıkları saçma salak olaylara göz yumamazdım. Herkesi eleştiren ben, çok gururlu ben, burnu büyük ben acı çekemezdim.Söylediklerimi destekleyen davranışlar sergilemeliydim demi??Büyük konuşmuşum demi,ben kurdum,kader sırıttı.Aç avucunu yala tatlım:Duyuyor musun kaderin kahkalarını.Cevap evet ise ne alaaa..

Kız-erkek ilişkilerini hep bir futbol maçına benzetmişimdir. Kim kime gol atarsa o üstündür .inanmışım ya,inandırılmışım ya.Seversen mikilirsin,mikersen sevilirsin.Gerçektende öyledir. Rahat dürtdü beni,heyecan bitti dedim,6 ay koca bir ömür demi?Aklın nerde zibidi karı!Hani aşk nerede aşk hee sorarım sana.Bakma öyle masum masum ağzını burnunu kırcam şimdi.

Evet ilk golü ben attım sana 6 ay sonra heyecan bitti diye bıraktım seni ( başka birini bulmuştum,kaşarlık diyelim ) bütün yılanlık bende biliyorum ama gerçekten sıkılmıştım ilişkide hiç kavga olmaz mı yahu hep benim istediğim hep benim istediğim rahat battı biliyorum.Ohhh ne ala memleket,arayan soran yok.Ne değişti,yokluğunda daha bi aşık oldum.Hani heyecan bitmişti.Al sana atraksiyon bebeğim!zaman geçti tabi her dakika balyoz darbesi olup indi beynime.Sensizlikmiş meğerse adı bunun.bir gece vakti içip içip bokunu çıkartana kadar yüzsüzce aradım defalarca.Heyecan olsun ondan ondan(kesin ondan tatlım).

Şimdiki aklım olsa yapar mıyım ? ( sanmıyorum). Allaam konuşmaya cesaretim yok tam 22 kere evet 22 kere aradım.Ne dicem lan herife sen yokken anladım,aşığım ühühühü mü?Aklın nerde kızım senin,sen terk etmedin mi herife.Siktiriboktan bir sebeple.Hı hı,ben terk ettim tabi.sen cesaret vermesen konuşamazdım sanırım.( biliyorum dedin kim olduğunu ).

Tevbeler tevbesi,görüşmek istedin,evet evet istediğim buydu!Al asıl heyecan şimdi seni köşede bekliyor tatlım.Ölümünü imzaladın,celladına randevu verdin,uyuz karı!Ha alkolün etkisi tabi,tabi.(sen kandır kendini bebeğim) bilemezdim ki o kadar değişeceğini tamam dedim sabah kalktım yaptığımdan utandım.

Gördüm seni o sabah,sanki araya zaman girmemiş gibi,sanki uzun bir yolculuktan dönmüşsün gibi.Bende seni beklemişim gibi. sanki hiçbir şey olmamış gibi başladık yine. Ama bu sefer çok temkinliydin bilemezdim ki bir intikam 4 yıl sürer J ( evet soğuk yenen bir yemekmiş intikam şimdi daha iyi anlıyorum ). Bu sefer 3 ay sürdü sende gariplikler çıkmaya başladı sende haklıydın da,aslında kendince nasıl güvenebilirdin ki seni ortada bırakan birine.Kan kustum aslında seninle,kaç kere ayrılıp barıştık inan bilmiyorum.Kaç kere bu son dediğim gecenin sabahında sırılsıklam senle uyandım.İnan hiç ama hiç bilmiyorum.Bütün tükürdüklerimi bismilla yaladım.Evet evet futbol geldi demi aklına seninde?Yeniliyorum okuyucu!. Son golü fena attın bana o kadar çok kazık attık ki birbirimize ben bir yılan sen bir timsah olmuştun artık sürekli bir sidik yarışı halindeydik ilişki yaşamıyorduk birbirimizle yarışıyorduk neydi amacımız neden böyleydik neyse neydi olan olmuştu en sonunda iki o kadar zamandan sonra düşman gibi olmuştuk birbirimize bir haziran sabahı kalkıp sanki içimdeki bütün nefreti dökmek istermiş gibi ( gibisi fazla ) döktüm içimi şu anda o halimden çok utanıyorum ama yaptım iyi ki yapmışım yoksa ömrümüz ayrılıp barışmalarla geçecekti. Ben söylediğim sözlerden sonra asla arayamazdım seni, sende zaten bitirmiştin kafanda haklıydın da zordum sana göre isteklerim,sorularım,sorunlarım ve sorumluklarım,sürekli gereksiz inadım yormuştu seni. En iyisini yaptım kendi bildiğimce geriye dönüşümüz olmayacaktı.

Şimdi içimde ne acı, ne öfke, ne sevgi, ne saygı, nede bir umut var sana karşı nötr oldum yada etkisiz eleman girende çıkanada aynıJ.Senin soluduğun ortama bile tahammül edemiyorum artık,ismin o kadar yabancı ki.Halbuki 4 yıl,yaa bu kadar uzun sürmüş meğersem. Ama seni iyiki tanımışım koca çocuk,yüzümü tebessüm ettiren anılarında var. iyi ki yaşamışım seni hayatta tek kazığı senden yedim her erkeğin bir timsah olduğunu seninle anladım en iyi erkeğin bile istediği olmayınca nasıl bir sürüngene dönüştüğünü gördüm. 4 yılıma bedel oldun ama iyi ki de var oldun.

Bu mudur hocam,budur bence?

Merhaba…